266 views 5 mins 0 Yorumlar

UYGULAMAYI GÖRELİM

Tarihinde Yayınlandı Genel
Haziran 09, 2023

Son zamanlarda NATO yetkilileri ve NATO’ya üye olmak isteyen İsveç Hükümeti yetkilileri artık üzerlerine düşeni yaptıklarını bundan sonra sıranın Türkiye de olduğunu belirtiyorlar. İsveç’in üyeliği önündeki veto engelini kaldırmasını Türkiye’den talep eden batılı sözcüler daha da ileri giderek NATO genel sekreteri gibi adeta parmak sallayarak Türkiye’nin gerekeni yapmasını beklediklerini ifade ediyorlar.

Bilindiği üzere NATO bir kollektif güvenlik örgütü olup üye ülkeler gerek kendi aralarında ve gerekse 3 ülkelerden bu ülkelere yönelik tehditlere karşı birlikte savunma yapacaklarına yönelik taahhütte bulunmuşlardır.

Türkiye kamuoyunun yakından takip ettiği üzere 28.06.2022 tarihinde Madrid de gerçekleştirilen NATO zirvesinde Türkiye ve aday ülkeler Finlandiya ile İsveç arasında bir momerandum imzalanmış, buna göre Türkiye Finlandiya ve İsveç’ten beklentilerini bildirmiş, bu ülkeler ise atacakları adımları ve taahhütlerini sıralamışlardı. Bunların başında PKK/PYD, FETÖ ve diğer terör örgütleri üyelerine geniş çalışma imkanları verilmesinin sonlandırılması, Türkiye’nin güvenliğine yönelik eylemlere izin verilmemesi geliyordu.

Bu momerandum sonrası İsveç Başbakanı Magdalena Anderson, bu anlaşmanın İsveç halkı için değerli olduğunu, bu anlaşmaya varmanın İsveç halkı için iyi olduğunu düşünüyorum şeklinde beyanda bulunmuş idi. Finlandiya Cumhurbaşkanı Sauli Ninistö ise, ortak momerandumumuz, Finlandiya, İsveç ve Türkiye’nin birbirlerinin güvenliğine yönelik tehditlere karşı tam desteklerini sunma taahhüdünü altını çiziyor. NATO müttefiki olmamız bu taahhüdü daha da güçlendirecektir, şeklinde değerlendirmede bulunmuş idi. Ninistö Türkiye’nin terör tehdidi konusundaki endişelerini dile getirdiğini ve ülkesinin bu endişeleri sürekli ciddiye aldığını söyledi.

Madrid Zirvesi sonrası Finlandiya bazı somut adımlar atmış ve Türkiye kamuoyunda müspet bir hava oluşturmuş olduğundan TC Hükümeti bu ülkenin önündeki engelleri kaldırarak ittifaka üye olmasını sağlamıştır.

İsveç’e gelince Madrid de imzalanan momerandum uyarınca PKK/PYD,  diğer terör örgütleri ve bunlarla bağlantılı şahısların faaliyetlerini kınadıklarını, bunları engelleyeceklerini, para toplama ve eleman devşirmelerine engel olacaklarını, terör yasasını yürürlüğe koyacaklarını hülasa ülkemizin güvenliğine yönelik eylemlere izin vermeyeceklerine taahhüt etmelerine rağmen, bu tarihten sonra gerçekleşen eylemlere şöyle bir göz atalım:

PKK yandaşlarının İsveç’in başkenti Stockholm de 11 Ocakta Belediye binası önünde gerçekleştirdiği ve Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğana benzetilen bir maketin ayaklarından asılıp Türkiye ve Erdoğanın hedef alınmasına müsaade edilmiştir. Polisin müdahale etmediği bu eylem Savcılık tarafından hakaret olarak kabul edilmemiş, ifade hürriyeti kapsamında değerlendirilerek soruşturma dahi açılmamıştır.

Yine İsveç devlet televizyonu SVT’de Türkiye ve Cumhurbaşkanı Erdoğan ile dalga geçilen ve kendilerine hakaret edilen bir program yayınlanmıştır.

Momerandum ile verilen sözden sonra aşırı sağcı Sıkı Yön Partisi lideri Rasmus Paluden Türkiye’nin Stockholm Büyükelçiliği önünde Kuranı Kerim’i yaktı. Hatta Türkiye bu densiz eylem üzerine, İsveç Savunma bakanının Türkiye’ye yapacağı ziyareti iptal etti.

Görüldüğü üzere İsveçli yetkililer söz verdikleri, altına imza attıkları belgelere rağmen Türkiye’nin güvenliğine yönelik eylemlerin yapılmasına müsaade ediyor, terör suçlularını ülkemize iade etmeye yanaşmıyor. Buna rağmen NATO ve İsveç hükümeti yetkilileri yasanın çıktığını sıranın Türkiye de olduğunu söylüyorlar. Türkiye kamuoyu ise İsveç’in uygulamalarını ve yasaları yorumlamada samimi tutumunu görmek istemektedir. TC Hükümeti bu şartlar altında İsveç’in üyeliğine asla onay vermemeli, acele etmemeli, değiştirildiği söylenen yasaların uygulanmasını izlemelidir.